18 Temmuz 2008 Cuma

14 Temmuz 2008 Pazartesi


Sabaha tarlalarına çalışmaya bisikletleriyle gelmiş İtalyan çiftçilerle selamlaşarak başlıyoruz. Ostiglia’ya ulaştığımızda havadaki bulutlar yağmurun habercisi ve ilk defa t-shirterimizle üşüyoruz. Market aışverişi sırasında dışarıda bisikletlere göz kulak olan Murat haliyle ıslanıyor biraz.

Ostiglia’dan sonra çok fazla kamyonun yollarda olduğu ama bütün kamyoncuların biz bisikletlileri bir taşıt olarak gördüğü ve uygun yer olana kadar bizim arkamızda bizimle birlikte gidip ondan sonra solladıkları yolla Montava’ya varıyoruz ve Montava’dan sonra daha da çok kamyon bize eşlik ediyor. Sürüş güvenliği açısından bir problem olmasa da sırf kamyonların motor gürültüsü bile bizi rahatsız ediyor ve sonunda sapa bir yol bulup derin bir nefes alıyoruz. Bu sapa köy yollarının sonunda Lago di Gardo’ya yani Gardo Gölü'ne varıyoruz.

Kamp alanına arka kapısından girdiğimiz icin bize en uygun gelen yere çadırımızı kurduktan ve yemeğimiz yedikten sonra gelen karavan sahibinden bu alanın paralı olduğunu öğreniyoruz. Biz de gölün kıyısında gün batımı manzaralı bankımıza yerleşiyor ve havanın kararmasıyla çadırımızı kurmadan uyku tulumlarımızda uykuya dalıveriyoruz. Rüyalarımızda ise gün boyunca geçtiğimiz 110km yi görmüş olsak gerek:)

1 yorum:

Hülya Konar dedi ki...

Türkiye de olsa bırakın bisikleti araç olarak görmeyi,sizi yoldan atmak için kulakları sağır edecek kadar korna çalarlar yoldan çekilin diye...